Ihlamurgiller Tiliaceae familyasına aittir. Ihlamur ağacının odunu hammadde olarak kullanılabilirken çiçeği, yaprağı ve kabuğu şifa olarak kullanılabilmektedir. Tıbbi etkisi olan ıhlamur yüzyıllar boyunca doğal ilaç olarak kullanılmaktadır. Ilıman iklime sahip her ülkede yetişmekte olan bir bitkidir. Hızla büyüyebilen ve boyu 15-25 metrelere ulaşabilen ıhlamur ağacı kış mevsiminde yapraklarını döküp havalar ısındıkça çiçekler açar.
Ihlamur, ağaçlarındaki çiçekler toplanıp kurutularak elde edilir. Ülkemizde yetişen ıhlamur çiçekleri yılın altıncı sekizinci ayları arasında açar. Toplanma işlemi çiçeklenmeden sonra dört gün içinde tamamlanması önerilir. Toplanan çiçekler kurutulmak için gölge bir ortamda elekler üzerine serilir. Kurumuş ıhlamurlar ince ince kıyılarak havasız kaplarda korunur. Ihlamurun yapısında bulunan uçucu yağ sayesinde kendine has hoş bir kokusu vardır. İçeriğindeki flavonoidler demlenen ıhlamura sarı rengi vermektedir. Ihlamurun faydaları arasında, içerdiği birçok etken madde çeşitli sağlık sorunlarına iyi geldiği saptanmıştır.
Ihlamurun Etken Maddeleri Nelerdir?
Fitokimyasallar: Ihlamurun çiçeğinde bulunan doğal savunma sistemidir. Bitkiye rengini, tadını ve aromasını verir.
Quercetin: Ihlamurun yapısında bulunan antioksidan kimyasallarından biridir. En önemli özelliği kanser hücresinin büyümesini engellemesidir.
Flavonoidler: Ihlamurun yapısında bulunan bir diğer antioksidan kimyasaldır. Güçlü antioksidan, idrar sökücü ve terletici özelliği sayesinde iltihapların azalmasına neden olur ve çevresel toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar.
Uçucu yağlar: Ihlamurun yapısındaki uçucu yağlar sakinleştirici, yatıştırıcı etkiye neden olmaktadır. Bu sayede ıhlamur tüketiminde rahatlama gözlenir.
Ihlamurun Faydaları Nelerdir? Ihlamur Çayı Neye İyi Gelir?
Ihlamur çayının düzenli tüketimi sonucu birlikte mevsim geçişlerinde ve kış aylarında hastalıklara karşı koruyucu bir etkisi gözlenebilir.
Soğuk algınlığını ve gribal enfeksiyonu tedavi edici etkidedir.
Öksürüğe neden olan bakterilerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar, bununla birlikte öksürük yumuşatıcı ve kesici etkisi vardır.
Boğazı yumuşatarak boğaz tahrişinin ve ağrısının azalmasına yardımcı olur.
İdrar sökücü etkisiyle karaciğer ve safra rahatsızlıklarını iyileştirici etkisi vardır.
Terlemeyi sağlayarak enfeksiyonlara karşı savaşçı özelliktedir.
Vücut direncini artırır, stresi ve yorgunluğu azaltır.
Kaygıları ortadan kaldırır, sinirsel gerginliği yatıştırır. Sakinleştirici etkisi ile uyku kalitesini artırmaktadır.
Anksiyete, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklara iyi gelmektedir.
Kas spazmlarını ve kalp çarpıntısın önleyici özelliktedir.
Migren ağrısını yatıştırır.
Ihlamur çayının içine limon atılarak tüketilmesi ödem ve şişkinlikleri önleyici bir etki gösterir.
Sindirim sistemi üzerinde olumlu etkileri bulunan ıhlamur bağırsakların çalışmasını düzenleyerek hazmı kolaylaştırır ve kabızlığı önler.
Ihlamur Çayı Nasıl Hazırlanır?
Bir bardak için tepeleme 1 tatlı kaşığı kurutulmuş ıhlamur kullanabilirsiniz. Ihlamur çayı yapımında öncelikle ıhlamuru tozunun akması için süzgeç üzerinde yıkayın. Sonrasında yıkanmış ıhlamuru demliğe alıp üzerine kaynamış suyu ekleyin ve beş on dakika kadar demlenmesini bekleyin.
Arzunuza göre tarçın, limon, elma, karanfil veya ayva ilave ederek çayınızı tatlandırabilirsiniz.
Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ıhlamur bitkisi kaynatılmamasıdır. Ihlamuru kaynatırsak yapısındaki etken maddeler azalır ve bozulur. Ayrıca demlenme süresini de aştığımız taktirde yine ıhlamurun yapısındaki etken maddeler bozulur. Bu sebeple ıhlamurun kaynamış su ile uygun sürede demlenmesi yeterlidir.
Ihlamur Çayını Ne Kadar Tüketebiliriz?
Ihlamur çayı günde 2-3 kupa tüketilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Rahatlatıcı, sakinleştirici, stres azaltıcı etkisinden dolayı sadece hastalık halinde değil, düzenli rutin içinde keyif çayı olarak tüketilmesi önerilir. Dikkat edilmesi gereken tek husus bitki çayını temin ettiğimiz yer.
Mikroorganizma üremiş, ağır metal içeren veya pestisit artık bulunduran ıhlamurlardan kaçınmalıyız. Bu sebeple açıkta bitki çayları satan aktarlar başta olmak üzere güvenmediğimiz yerlerden ıhlamur temin etmemeliyiz. Açıkta satılan çay sağlığa yarardan çok zararı olabilir başlıklı yazıma ayrıca göz atabilirsiniz.
Bağışıklık Sistemini Nasıl Güçlendirebiliriz?
Mevsim geçişleri, havaların soğumasıyla birlikte gribal enfeksiyonlar, nezle, soğuk algınlığı gibi şikayetler artmaktadır. Kışın gelmesiyle birlikte sıklıkla karşılaştığımız hastalıklardan korunmak için öncelikle yeterli ve dengeli beslenmemize özen göstermeliyiz. Bağışıklık sisteminin çöktüğü grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklarda bol bol istirahat etmeli ve doktor eşliğinde tedavi olunmalıdır. Bununla birlikte beslenmemize dikkat ederek bağışıklık sistemimizi güçlendirebiliriz.
Beslenmemize ve yaşam tarzımıza dikkat ederek bağışıklık sistemimizi güçlendirebiliriz. Gün içinde karbonhidrat, yağ ve proteini dengeli tüketmeliyiz. Sigara ve alkolün bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır, bunlardan uzak durmalıyız. Diyetimizde besin çeşitliliğine özen göstermeliyiz ve kilo almamak için her besini porsiyon kontrolünde tüketmeliyiz.
Ayrıca düzenli olarak egzersiz yapmak fizyolojik, psikolojik ve sosyal yönden sağlığımızı olumlu yönde etkiler, bununla birlikte düzenli egzersiz yapmak bağışıklık sistemimizin güçlendirerek bakteri ve virüslere karşı dayanıklı olmamızı sağlar.
Stresten ve hareketsiz yaşamdan uzak durulmalıdır. Stresli dönemlerde bağışıklık sistemi zayıflar. Stresin yüksek olduğu zamanlarda bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla birlikte hastalıklarla veya uçuk gibi virüsle karşılaşabiliriz. Hareketsizlik ise insanı her yönüyle olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu durum hastalıklara karşı direncimizi de düşürebilmektedir.
Yazın sıcaklardan dolayı su içme isteğimiz oluyor fakat kışın havaların soğumasıyla birlikte özen gösterilmediği durumlarda su tüketiminde azalmalar görülüyor. Fakat vücudumuz suya her zaman ihtiyaç duyar. Güçlü bir bağışıklık sistemi için öncelikle bol bol su içmeliyiz. Çay, kahve gibi diüretikler su yerine geçmez. Hatta diüretik etkiden dolayı her çay, kahve tüketiminde fazladan su içmeliyiz.
Meyve ve sebze tüketimi ile bağışıklık sistemimizi güçlendirerek hastalıklardan korunabiliriz. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre günde beş porsiyon meyve tüketmeliyiz. İyi birer antioksidan kaynağı ve içeriğindeki C vitamini açısından mandalina, greyfurt, portakal, kivi ve nar gibi meyveler grip, soğuk algınlığı ve nezle gibi hastalıklara karşı bağışıklığımızı güçlendirecek besinlerdir. Ayrıca ıspanak, pırasa, karnabahar, brokoli, lahana ve kereviz gibi sebzeler de antioksidan kaynağı olmaları sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiren sebzelere örnektir. Taze meyve ve sebze tüketimine özen göstermeliyiz.
Uyku düzeni ve kalitesi bağışıklık sistemini beslenme kadar etkilemektedir. Yeterli ve kaliteli bir uyku sonrası güne zinde ve dinç başlarız. Kalitesiz veya yetersi uyku ise bağışıklık sisteminin zayıflamasına, konsantrasyon eksikliğine ve verimsizliğe neden olabilmektedir.
Şifa kaynağı bitki çaylarına beslenmemizde yer vererek hastalıklara karşı güçlü olabiliriz. Kış mevsiminde bağışıklık sistemini güçlendirecek en etkili bitki çayları ıhlamur, zencefil ve kuşburnudur. Her şeyin miktarında tüketilmesi faydalı olduğu gibi bitki çayı tüketiminde de 2-3 kupa kadarı yeterlidir.
Zencefil
Kışın en çok tercih edilen çaylardan biri olan zencefil soğuk algınlığı tedavisinde önemli bir rol oynar. Terlemeye neden olarak vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlar. Aromatik yağlar bakımından zengin içeriği olan zencefil çayı burun tıkanıklığının giderilmesinde etkilidir. Ayrıca içeriğinde kalsiyum, demir, fosfor, manganez, C vitamini ve B6 vitamini vardır.
Baş ağrısı ve romatizma ağrılarını da yatıştırıcı etkiye sahiptir ve sindirim sistemine yardımcı olan zencefil hazımsızlığı önleyici ve mide bulantısını yatıştırıcı etkileri de vardır.
Kuşburnu
Kış aylarının bir diğer vazgeçilmez çayı ise kuşburnudur. Enfeksiyonlara ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirici ve koruyucu etkiye sahiptir. C vitamini bakımından iyi birer meyve kaynağıdır. İçeriğinde yüksek oranda C vitamini bulunmasıyla birlikte B1-B2-K vitaminleri, protein, mineral, sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve meyve asitleri de bulunmaktadır.
B vitaminleri bakımından zengin içeriği sayesinde enerji üretiminde, sinir sistemi sağlığında, büyüme ve gelişmede önemli rol oynar. Yapısındaki meyve asitleri sindirim sistemini düzenler ve kabızlığın önlenmesine yardımcı olur.