Yeni Ürün
Aynur Ö /Kod 01/Aydın Karacasu Yöresi
Uyarı: Stoktaki Son Ürün!
Stoğa Gireceği Tarih :
Elma sirkesi, faydaları zaten bilinen elmadan yapılıyor ve yüzyıllardan beri birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. M.Ö 5000 yıllarından itibaren kullanıldığı tahmin edilen ve Fransızca’da “ekşi şarap” olarak adlandırılan elma sirkesinin faydaları gıdadan cilt bakımına ve hastalıkların tedavisine kadar birçok alanda biliniyor.
Neredeyse her markette bulabileceğimiz elma sirkesinin doğal olması ise oldukça önemli. Fermente olması gereken elma sirkesi piyasada genelde rafinasyon ürünleri olarak satılıyor. Evde elma sirkesi yapımı fabrikasyon üretime göre daha yavaş olsa da doğal elma sirkesi üretimi için önceliğiniz olabilir.
Bunun için elma sirkesinin tüm faydalarını görebilmek adına mutlaka doğal elma sirkesi kullanmaya özen gösterin. Doğal olduğunda mucizevi faydaları bulunan sirkenin birbirinden ilginç ve etkili faydalarını listeledik.
Yüzyıllardan beri bir dezenfekte aracı olarak kullanılan sirke bit, siğil, mantar, kulak enfeksiyonları gibi birçok problemin tedavisinde kullanıldı. Doğrudan etkisi araştırmalar ile kanıtlanmamış olsa da modern tıbbın temsilcilerinden Hipokrat 2 bin yıl önce yara temizliği için sirke kullanıyordu.
Son zamanlarda cilt bakımında oldukça sık kullanılan sirkenin en bilinen etkilerinden biri de suyla seyreltilmiş halde cilde uygulandığında sivilceleri geçirmesi. Bu da bilimsel olarak kanıtlanmış bir etkisi olmamakla birlikte birçok insanın başvurduğu bir yöntem. Ayrıca genel olarak cilt temizliğinde de bir tonik görevi görür.
Özellikle Tip 2 diyabet hastalarında sirkenin kan şekeri seviyesi için dengeleyici etkiye sahip olduğu düşünülüyor. Ama ilaç kullanan diyabet hastalarının elma sirkesi kullanmadan mutlaka doktorlarına danışmaları gerekiyor.
Tokluk hissi sağlayan sirke günde 300 kalori civarı daha az kalori tüketmenizi sağlıyor. Ayrıca göbek yağlarının azalmasını ve bel çevresinin incelmesini de sağladığı düşünülüyor. Tek başına bir mucize yaratmasa da kilo vermek için hali hazırda bir diyet programı uygulayanlara yardımcı olabilir.
Dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan kalp ve damar hastalıklarını önlediği ya da artışını durduğu düşünülmekte. Yapılan deneylerin tamamı hayvanlar üzerinde yapılmış olsa da kalp ve damar hastalıkları üzerinde olumlu etkileri olduğu düşünülen sirkenin Harvard’ta yapılan bir araştırmada salatasının sosuna her zaman sirke ekleyen kadınların kalp hastalığı riskinin düşük olduğu görülmüştür.
Yine kanıtlanmış olmamakla birlikte yapılan araştırmalar ve gözlemlerle elma sirkesinin kanser hücreleri üzerinde iyileştirici etkisi olduğu düşünülmekte.
İzleyerek Devam Etmek İster Misin?
Yoğun baş ağrısına neden olan migren atakları bazen saatler sürebiliyor. Elma sirkesi de birçok kişi tarafından migren tedavisinde kullanılıyor. Hazırlayacağınız elma sirkesi karışımını düzenli kullanmak migren tedavisinde oldukça etkili. Önemli nokta ise böyle bir yöntemi uygulamadan önce vücudunuzda oluşabilecek diğer etkiler için mutlaka doktorunuza danışmanız. Migrene ne iyi gelir listemizde elma sirkesi dışında migrene iyi gelen doğal yöntem ve gıdalara göz atabilirsiniz.
Vücudunuzun pH seviyesini dengelemeye yardımcı olan elma sirkesi adeta bir tonik görevi görür. Bağırsak hareketliliğini sağlar ve doğrudan karaciğere etki ettiğinden yağın metabolize edilmesine yardım eder.
Elma sirkesi, saçlarınızı ve saç diplerini temizlemeye yardımcı olur ve aynı zamanda saçlarınızın daha parlak olmasını sağlar. Saç diplerinizdeki ölü hücrelerin de temizlenmesine yardımcı olur, saçın pH dengesini kazandırır. Ayrıca saçların daha hızlı uzamasını, daha yumuşak olmasını ve saç kepeğinin azalmasını sağladığı da düşünülmektedir.
Elma sirkesi, dişlerinize sürüp duruladığınızda ve bunu düzenli olarak yaptığınızda dişlerinizdeki çay, kahve ve sigara lekelerini azaltır. Dişlerinizin daha beyaz görünmesini sağlar.
Elma sirkesi mide asit dengesini sağlayacağı, pH seviyesini dengeleyeceği için reflü problemi olanlara iyi gelir.
Vücut kimyamızın sağlıklı olabilmesi ve vücut fonksiyonalrımızın sağlıklı bir şekilde işlemesi için gerekli olan pH derecesinin(7.4) dengesinin korunması gerekir. Elma sirkesi de buna yardımcı olur.
Elma sirkesinin bir diğer faydası güneşten yanmış cildi rahatlatma ve yatıştırma özelliği olmasıdır.
Meyve ve sebzeleri sirkeyle yıkamak iyice temizlenmelerini sağlıyor. Bunun için önerilen miktar ise 3 bardak suya 1 bardak sirke koyularak hazırlanması.
Elma sirkesinin faydaları saymakla bitmez ama bunların arasında en önemlilerinden birisi de gıdaların çabuk bozulmasını önlemesi.
Sirke bakterilerle çok iyi savaşan maddeler içerdiğinden dolayı birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Sirke bol miktarda magnezyum, potasyum, fosfor, demir, florin ve bakır gibi mineraller içerir. Bu özelliği ile birçok hastalığa iyi gelir, bu hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz:
Sirke İnsülin Duyarlılığını Geliştirir: Son çalışmalara göre, elma sirkesi vücutta insülin direnci gücünü azaltır. Yatmadan önce alınması durumunda da kan şekeri seviyesini düşürür. Diyabet ve sorunu olan insanlar için %19, %34 oranında insülin duyarlılığını artırır.
Sirke Kan Şekeri Seviyesi düşürür: Sirkesi Glisemik İndeksi (Gİ) düzenleyerek vücuttaki kan şekeri düzeyini düşürür. Sirke GI azaltarak vücutta metabolik süreci dengeler.
Uzmanlar sirkeyi diğer maddelerle inceltmeden kullanmayı önermiyorlar, bu yüzden sirke mutlaka, bal, su ve benzeri maddelerle inceltilerek tüketilmelidir.
Sirkenin diyabet hastaları için bazı faydaları var ama yanlış ve fazla tüketimi bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Tercih edilen dozaj günde en fazla 1-2 yemek kaşığıdır, bu dozaj diyabet hastaları için geçerlidir. Bunun yanında mümkün olduğunca minimum miktarda tüketilmelidir ve her zaman organik, pastörize edilmemiş sirkeler tercih edilmelidir. Ayrıca sirkenin sindirim sitemi mukus zarına zarar verdiğini göz önünde bulundurmalısınız.
Sirke Sedef Hastalığı Tedavisinde Kullanılır: Dünya çapında sedef hastalığından etkilenen çok sayıda insan vardır. Sedef kronik ve sık sık tekrar eden farklı bir deri hastalığıdır. Bu kırmızı lekeler papül ve plaklar şeklinde karakterize edilir. Bu tür hastalık sorunları yaşayanlar aynı zamanda duygusal problemlerde yaşamaya başlarlar.
Bu hastalığın tedavisi için şimdiye kadar birçok bilimsel araştırma yapıldı ve bazı yöntemler geliştirildi ama kesin sonuç yok. Bunun için alternatif tedavi olarak sirke önerilmektedir. Bu konuyla alakalı olarak yapılan araştırmalar vücuttaki pH faktörünü dengelediği için sirke sedef hastalığına iyi gelmektedir.
Sirke Cilt Sağlığını Korur: Elma sirkesi sedef başta olmak üzere birçok cilt hastalığına karşı etkili bir alternatif tedavi şeklidir. Bunun yanında genel anlamda cilt sağlığına ciddi katkılarda bulunabilir. Bu yüzden yüz maskelerinde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
Lokman hekimin "ye" dediği zeytinyağının, insan sağlığı açısından çok büyük faydaları vardır. Akdeniz'de, zeytinyağı 4000 yıldır sağlık iksiri olarak benimsenmişti. Zeytinyağı, içerisinde A vitamini, E vitamini, D vitamini, K vitamini, Oleik Asit ve insan sağlığına faydalı çok sayıda aminoasit ve mineral barındırmaktadır. Kemikleri güçlendirmede sütten daha faydalıdır. Kandaki HLD dediğimiz iyi huylu kolesterol düzeyini arttırır. Sızma (rafine edilmemiş ve saf) zeytinyağı, serbest radikallerin yaratabileceği hasarlara ve kanser oluşumuna karşı güçlü antioksidan etkilere sahiptir. İçerdiği antioksidan elementler, hormonlara, hücre farklılaşmasının gelişimine ve hücre zarının oluşumuna destek olurlar. Prof. Dr. Canan Karatay ” Zeytinyağı, doğanın yetişkinlere sunduğu ana sütüdür” der. Çünkü zeytinyağının kimyasal yapısı, anne sütünün kimyasal yapısıyla hemen hemen aynıdır.
Zeytinyağının kanseri önlediğine dair ciddi veriler bulunmaktadır. Dünyanın en önemli kanser ilacı köpekbalığı kıkırdağındaki çıkan sgualene adlı maddedir. Bu madde sızma zeytinyağında bol miktarda bulunur Günde 100 cl. zeytinyağı tüketimiyle köpekbalığı kıkırdağından alınacak kadar sgualene alınır. Zeytinyağı kanser riskini % 50'ye yakın azaltmaktadır. Zeytinyağının faydaları ile ilgili müspet bir örnek vermek gerekirse, bolca zeytinyağı tüketen Yunanistan, İspanya ve İtalya kadınlarında meme kanserine az rastlanırken, ortalamanın epey altında zeytinyağı tüketen diğer Avrupa ülkelerinde ise meme kanseri vakaları çok daha fazla görülmektedir. Türkiye, dünyanın 6. büyük zeytinyağı üreticisi olmasına rağmen, kişi başı tüketimde yıllık 2 litre ile beşinci sıradadır. En çok zeytinyağı tüketen ülke ise kişi başına 14.3 litre ile Yunanistan'dır.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA bile sonunda gerçeği kabullenip, günde 2 çorba kaşığı zeytinyağı içmenin, koroner kalp rahatsızlığı(CHD) riskini azalttığını duyurmuştur. Zeytinyağı içerdiği selenyum ile kalp-damar hastalıkları riskini azaltır ve hastalık oluştuktan sonra tekrar oluşumu engeller. Damar sertliği ve kalp krizi (enfarktüs) riskine karşı en etkili doğal ilaçlardandır. Örneğin ömürleri boyunca bol miktarda zeytinyağı tüketen Ayvalık halkında kalp krizi ve buna bağlı ölümlerin görülme oranı çok azdır. Çünkü hayvansal yağların tersine kalp dostudur ve kandaki kolesterol miktarını, dolayısıyla da kalp krizi riskini azaltır. Kan plateletlerinin toplanmasına engel olarak kan pıhtılaşması riskini de yok eder.
Zeytinyağının, yoğun biçimde oleik asit içermektedir ve bu asit ilaç sanayinde özellikle anitibiyotik yapımında kullanılmaktadır. Son yıllarda, zeytinin yapısında bulunan ve yakın zamana kadar dikkate alınmayan önemli maddeler üzerinde, bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu maddeler, zeytin proteinleri içerisinde bulunmaktadır. Dr. Juan Ruano ve meslektaşları, fenol açısından zengin zeytinyağı ile içeriğinden fenol kaldırılmış zeytinyağının etkisini karşılaştırdı. Fenol oranı yüksek zeytinyağından yapılmış yemekleri tüketen katılımcıların, kan damarlarındaki fonksiyon ve yanıt verme durumunun çok daha gelişkin olduğu görüldü. En fazla fenol, sızma zeytinyağlarında (saf) bulunuyor.
İçerdiği vitaminler ve başlıcası oleiprine omak üzere faydalı maddeler hücre yenileyici özelliklere sahip olduğu için zeytinyağı, yaşlılık tedavisinde de kullanılıyor. Sadece cildimizdeki değil tüm vücudumuzdaki hücrelerin yenilenmesini hızlandırıyor.
Amerika'nın ünlü beslenme uzmanı Ancel Keys, Akdeniz ülkelerinde damar ve kalp hastalıklarına çok az rastlanmasının nedenini araştırmış ve bütün yemeklerde sadece natürel sızma zeytinyağı kullanan bu hastalarda ülser yaralarının kapanma oranının yüzde 55 olduğu saptamıştır. Gastrit ve ülsere karşı korumada etkin yardım sağlar. Hazmı en kolay olan yağ olması dolayısıyla besinlerin bağırsaklar tarafından çok daha iyi emilmesini sağlayarak daha iyi çalışmasını sağlar.
Bilimsel araştırmalarda, radyasyon verilmeden önce ciltlerine zeytinyağı sürülen kemirgenlerde, radyasyona etkilerinin çok daha az görüldüğü gözlemlenmiştir. NASA, astronotlarına bol zeytinyağı içeren diyet programları uygulamaktadır.
Akdeniz ülkelerinde yaşayan ve yemeklerinde çoğunlukla zeytinyağı kullanan toplumların 65 yaş üzeri yetişkinlerinde hatırlama oranının diğer ülke yetişkinlerine göre çok daha fazla olduğu saptanmıştır. Beyni besler ve unutkanlığı engeller.
Düzenli zeytinyağı tüketimi arteryal kan basıncını düşürüyor ve kontrol altında tutuyor. "Archives of Internal Medicine" dergisinin, 27 Mart 2000 tarihli sayısında yayınlanan bilimsel bir çalışma, zeytinyağının yüksek tansiyona olumlu etkisini ortaya koymuştur. Bazı araştırmacılar, zeytinyağındaki tekli doymamış yağ asitlerinin önemiyle birlikte, zeytinyağındaki polifenollerin de bir o kadar belirleyici rolü olduğunu düşünüyorlar.
Zeytinyağı saç bakımı için idealdir çünkü saçı besleyen, parlaklık veren, onaran, güçlendiren sabit yağlardandır. Ayrıca saç üzerinde ince bir tabaka oluşturarak hava kirliliği, toz vb. gibi çevresel olumsuz faktörlere karşı iyi bir doğal kalkan görevi görür. Saç derisi yeterince yağ üretemediği için aşırı kuruyan cilt, “kepek” adını verdiğimiz deri dökülmelerine sebebiyet verir. Düzenli olarak saçınıza zeytinyağı uyguladığınızda, cildiniz yumuşar ve bir süre sonra kepek şikayetinizin de azaldığını görürsünüz. Zeytinyağı içerdiği saç için faydalı A ve E vitaminleri sayesinde yaşlanmaya bağlı saç dökülmelerini geciktirme konusunda da oldukça başarılı sonuçlar yaratır.
Antik medeniyetlerden beri kullanılan doğal kozmetik ürünüdür. Asitliği düşük natürel sızma zeytinyağı cildi besler, nemlendirir, canlandırır. Kışın deri yüzeyinin kurumasını ve çatlamasını engeller. Derinin foliküllerine penetre olabildiği için, gerek internal gerekse eksternal dokuların yara veya iritasyonunda ve enfeksiyonlara karşı faydalıdır.
Mide duvarlarını koruyucu bir tabakayla sararak mide asitini azaltır. Yemek öncesi veya sonrası içilen bir kaşık zeytinyağı, mideyi korumaya alır.
Zeytinyağı,anne sütündeki faydalı vitamin ve minarellere sahiptir. Bebeklerin beyin gelişimini ve kemiklerinin kuvvetlenmesini de hızlandırmaktadır. A, E, D, K vitaminleri içerir. Bebeklere ek gıdaya geçtikleri 6. aydan sonra, günde 2 tatlı kaşığı kadar mamalarına, çorbalarına, meyve sularına katılarak verilebilir. Bebeklere kaliteli ve doğal bir natürel sızma zeytinyağı verilmelidir.
Şu anki müşteri yorumları.